Ziraat Odası’ndan siyasi partilere çiftçi raporu

Anamur Ziraat Odası Başkanlığı, ilçedeki siyasi partilerin ilçe başkanlarını ziyaret ederek, çiftçilerin sorunlarını ve beklentilerini içeren dosyayı sundu.

Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş ve yöneticiler, seçim öncesi Anamur’daki çiftçilerin sorunlarını ve beklentilerini içeren bir dosya hazırladılar. Dosyayı, ziyaret ettikleri AK Parti İlçe Başkanı Feyzullah Yılmaz, CHP İlçe Başkanı Ayhan Güven, MHP İlçe Başkanı Ahmet Karan, İYİ Parti İlçe Başkanı Erdal Bulut ve Saadet Partisi İlçe Başkanı Menderes Bora’yı ziyaret eden Gümüş ve ekibi, dosyada yer alan sorunların çözülmesini beklediklerini de ilçe başkanlarına ilettiler.

Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş, seçim öncesi her partiden milletvekili adaylarının odayı ziyaret ettiğini belirterek, “Bizler oda yönetimi olarak karar aldık ve bu ziyaretler öncesinde üreticilerimizin sorunlarını içeren bir rapor oluşturarak siyasi partilere sunuyoruz. Milletvekili adaylarına bu raporu ayrıca eposta yoluyla da ulaştıracağız ve sorunlarımız ile ilgili bilgi sahibi olmalarını sağlayacağız. Odamıza ziyarete geldiklerinde bu sorunların çözümüne yönelik çalışmalar yapmış olmalarını diliyoruz” dedi.

Gümüş ve ekibinin siyasi partilere verdiği dosyada yer alanlar şöyle:

“ANAMUR ZİRAAT ODASI BAŞKANLIĞI’NIN 24 HAZİRAN 2013 SEÇİMLERİNDEN SONRAKİ İSTEK VE TALEPLERİ”

“l – Tarım Bağ- Kur’ u kapsamında bulunan üreticilerimiz Bağ-Kur Primlerinin yüksek olması nedeni ile bağ-kur primlerini ödemekte zorluk çekiyorlar ve bağ-kur primlerini ödeyemiyorlar. Bağ-Kur Primlerini ödeyemeyen Bağ-Kur”lu üreticilerimiz de sağlık hizmetlerinden faydalanamıyorlar ve Bağ-Kur` larını dondurarak GSS kapsamına giriyorlar. GSS kapsamına girdikten sonra da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından 3 ‘er ayda bir maddi yardım talebinde bulunuyorlar ve bu da devletimize maddi olarak külfet getirmektedir. Bağ-Kur primleri üreticilerimizin ödeyebileceği bir seviyeye gelirse üreticilerimiz hem primlerini ödemeye devam ederler hem de yardım talebinde bulunmazlar ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlayamaya devam ederler.

2 – Tarım Bağ- Kur’u kapsamında bulunan üreticilerimiz, Bağ-Kur primlerinin yüksek olması nedeni ile 15 yıl prim yatırarak Emekli olmaya hak kazanıp Emekli olabilmek için yaş beklemeye başlayacağı zaman Tarım Bağ – Kur’unu dondurabilme adına ya üretim yaptıkları yerleri satıyorlar ya da kira ya vererek Ziraat Odalarında bulunan kayıtlarını sildiriyorlar. Tarım Bağ- Kur’ unu dondurduktan sonra da GSS kapsamına girip tam teşekküllü olarak da sağlık hizmetlerinden istifade edemiyorlar. Prim ödeme gün sayısını doldurup Tarım Bağ-Kur’unu donduran üreticilerimizin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için Emekli olana kadar GSS kapsamından değil de Bağ-Kur kapsamından faydalanmaları konusunda gerekli olan çalışmaların ve düzenlemelerin bir an önce yapılmasını istiyoruz.

3 – Örtü altı üretim yapan üreticilerimiz risk kapsamına alınmalı, en az 5 yıl erken emekli olmalıdır. Seralarda çalışan üreticilerimiz gerçekten çok zor şartlar altında üretim yaparak çalışmaktadırlar. Örtü altı üretim yapan üreticilerimizin bir çoğunda astım ve benzeri rahatsızlıklar sıklıkça görülmektedir. Nasıl ki maden işçisi, röntgende çalışan personel erke emekli oluyorsa örtü altı üretim yapan üreticilerimizin de erken emekli olmak hakkıdır. Örtü altı üretim yapan üreticilerimizin erken emekli olmaları adına Odamız Başkanlığı öncülüğünde Anamur ve Bozyazı başta olmak üzere Mersin. Antalya ve Hatay illerimizde imza kampanyaları düzenlenmiş ve binlerce üreticimiz bizim bu kampanyamıza destek vermişlerdir. Örtü altı üretim yapan üreticilerimizin erken emekli olabilmeleri ile ilgili olarak da gerekli olan çalışma ve düzenlemelerin bir an önce yapılmasını istiyoruz.

4 – Üreticilerimiz ile tüketicilerimiz arasındaki fiyat farkının asgari seviyeye indirilmesi gerekmektedir. Çünkü Üreticilerimiz ürettikleri ürünleri ucuza satıyorlar. Tüketiciler ise pahalıya tüketiyorlar. Bu yapısal sorunun çözülmesi ve Üretici ile tüketicinin arasındaki makasın daraltılması ile ilgili gerekli olan çalışmalar ve düzenlemeler yapıldığı zaman hem üreticilerimiz hem de tüketicilerimiz karlı çıkacaktır.

5 – 18.04.2006 tarih ve 5488 No’ lu Tarım Kanunun 21. Maddesinde “TARIMSAL DESTEKLEME PROĞRAMLARININ FİNANSMANI BÜTÇE KAYNAKLARINDAN VE DIŞ KAYNAKLARDAN SAĞLANIR. BÜTÇEDEN AYRILACAK KAYNAK, GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILANIN YÜZDE BİRİNDEN AZ OLAMAZ” denilmektedir. Ancak şu anda üreticilerimize verilen destek TARIM KANUNU’nun 21. Maddesinde belirtilen orandan daha düşüktür. Üreticilerimize verilecek olan destekler TARIM KANUNU’nda belirtilen orandan az olmamalı ve üreticilerimiz desteklenerek üretim arttırılmalıdır. Üretim arttırıldığı zaman üreticilerimiz kazanacak ve bu sebeple cari açık da kapanacaktır.

6 – İthal Muz’ da uygulanan yüzde l45.8’lik gümrük vergisi aynı şekilde devam ettirilmeli bu vergiden şartlar ne olursa olsun kesinlikle taviz verilmemeli ve koli başına 9.5 -10 dolar olan referans fiyatından vazgeçilmemelidir. Yüzde 145.8 oranındaki vergiden ve koli başına alınan 9.5 – 10 dolar olan referans fiyatından taviz verilmesi üreticilerimiz için çok büyük sıkıntılar meydana getirecek ve yerli muz üretimi ithal muz karşısında değer kaybedecektir.

7 – Sınır ticareti adı altında ülkemize vergisiz ve denetimsiz giren muzlar kontrol altına alınmalı, geçişlerde Kırmızı Hattın uygulanmasına devam edilmeli ve Mersin Gümrüğü’nün İhtisas Gümrüğü olması şu aşamada üreticilerimiz için bizim tek olmazsa olmazımızdır.

İthal Muz’un ülkemize girişinde Kırmızı Hattın Uygulanmasına devam edilmeli ve Mersin Gümrüğünün ihtisas Gümrüğü olması için gerekli olan çalışma ve düzenlemelerin bir an önce yapılmasını talep ediyoruz.

24 Haziran 2018 seçimlerinin milletimize ve ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ediyor Cumhurbaşkanı ve Milletvekili adaylarına başarılar diliyor saygılar sunuyorum.”