HaberMatik V3.2

logo

Mermer ocağına karşı imza toplandı

Mermer ocağına karşı imza toplandı

Anamur’un Anıtlı ve Çamlıpınar köyleri sınırları içinde kurulması planlanan mermer ocağına karşı köylüler yetkili makamlara gönderilmek üzere MERÇED öncülüğünde imza topladı.
Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Anamur Temsilcisi Seyda Afyoncu ve temsilcilik üyeleri, Anıtlı köy meydanında toplanan Çamlıpınar Köyü Muhtarı Ömer Alataş, Anıtlı Köyü Muhtarı Murat Kılınç ve köylüler ile bir araya geldi.
Afyoncu, burada yaptığı açıklamada, şu bilgileri verdi:
“Anamur ve çevresi, doğal güzelliği bir yana, tarih öncesi ve sonrası uygarlıklardan kalan arkeolojik kalıntıların bulunduğu yerleşim yerleri ile ön plana çıkan ve bu anlamda turizm potansiyeli olan bir bölgedir.
Bölgemizin cennet köşelerinden biri olan Anıtlı, astropikal iklim şartları nedeniyle, tarımsal çeşitliliğin ve zenginliğin görüldüğü, ülkenin bir çok yerinde yetiştirilmesi mümkün olmayan, başta muz olmak üzere bir çok tropikal meyve ve sebzenin yetiştirilebildiği, oldukça verimli topraklara sahiptir.
Su kaynaklarındaki azalmaya, elektrik de dahil olmak üzere tohum, ilaç ve gübre fiyatlarındaki artışa rağmen üreticilerimiz, canını dişine takarak, muz başta olmak üzere bir çok meyve ve sebzeyi, iklim değişikliğinin etkisiyle, oldukça zorlu koşullarda üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Guava meyvesinden, ejder meyvesine kadar birçok tropikal meyve ve sebzenin ve özellikle aroması ve lezzetiyle meşhur yerli muzun açıkta yetiştirilebildiği Anıtlı’ya mermer ocağı açılması, bir tür katliamdır.
Ocağın yayacağı toz nedeniyle tarımsal faaliyet ve hayvancılık, dinamit kullanımı nedeniyle de su kaynakları, uzun vadede bir çok canlı ve insanlar da zarar göreceği için, bu bölgede mermer ocağı açılmasını Anıtlı halkı istememektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mersin İl Müdürlüğü’nün resmi sitesinde 26.02. 2019 günü yayınlanan ÇED sürecinin başladığına dair duyurunun ekindeki dosyanın incelenmesinde de görüleceği gibi, mermer ocağı kurulmak üzere ruhsat verilen bölge, gen koruma sahasına 2 km mesafede olup, aynı zamanda devlet avlağıdır. Bölgenin tamamı kızılçam ve maki ile kaplı ormanlık alandır. Böyle bir yere mermer ocağı açılması kabul edilemez bir durumdur.
Mermer ocağı için ruhsat verilen alan 99,68 hektar olduğu halde, şirket, 25 hektardan büyük alanlar için öngörülen yasal ÇED sürecinden kaçmak için, öncelikle 24.80 hektarlık bir alan için başvuru yapmıştır.
Şirketin hazırladığı CED dosyasındaki bilgilere göre tamamı ‘devlet ormanı’ niteliğindeki arazide açılmak istenen mermer ocağında yılda yaklaşık 300 bin ton mermer üretimi yapılacak, çıkarılan mermerin yalnızca yüzde 5’i değerlendirilirken geriye kalan malzeme ise, moloz olarak ormanlık arazide belirlenen alana dökülecektir. Dosyada mermer ocağından yılda yaklaşık 285 bin ton moloz çıkacağı, ocağın toplamda 10 kişi ile çalışacağı, şirketin, köy halkını ruhsat sahasına sahasına yaklaştırmama yetkisinin olacağı gibi bilgilere de yer verilen raporda, bölgedeki derelerin kuru olduğu belirtilmiştir. Ancak söz konusu dereler herkesin de bildiği gibi kuru değil, yazın en sıcak bir kaç ayı dışında suyu olan derelerdir.
Tüm bunlardan da anlaşılacağı gibi, mermer ocağı açmak isteyen firma güvenilir olmaktan uzaktır. Bu nedenle ne halka iş vereceği vaadine ne de sulu sistemle çalışıp çevreye zarar vermeyeceği yönündeki vaadine güvenmek mümkün değildir. Kaldı ki, 10 kişi ile çalışacağını beyan eden şirketin vereceği işe, muz, harnup, zeytin, avokado, badem ile sair sebze ve meyve üretiminin yanı sıra, hayvancılıkla da geçimini sağlayan halkın ihtiyacı yoktur.
Anıtlı halkı, şirketin üç kuruşluk kazancı için, ormanlarının katledilmesine, kıyı ve dağ ekosistemlerini barındıran köyünün doğal güzelliğinin yok edilmesine, yetiştirdiği meyve ve sebzesindeki lezzetin bozulmasına muvafakat etmemektedir.
Bunun yanı sıra, son yıllarda, özellikle Toroslar’da, tescilli ya da tescilsiz arkeolojik kalıntı bulunan bir çok yere, özel şirketlerce maden ya da mermer ocağı işletmek bahanesiyle göz dikildiği yönündeki duyumlar nedeniyle de bölge halkı endişelidir.
MERÇED olarak bizler de, denizlerimizde kurulması planlanan balık çiftliklerine karşı mücadele ederken, bir de üstüne mermer ocağı ile gelinmesini, doğal ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımıza karşı büyük bir saldırı olarak görüyoruz.
Önce denizlerimize, şimdi de dağımıza, taşımıza göz diken ticari şirketleri bölgemizde istemiyoruz.
Öncelikle her bir köşesi tarihle bezeli olan bölgemize dair define arama isteklerinin önüne geçmek için devletimizce araştırma yapılarak, varsa tescil görmeyen sit alanlarının tescilini, Anıtlı gibi güzel bir coğrafyaya, bölgedeki tarımsal faaliyete, insan dahil bölgede yasayan tüm canlılara ve doğaya vereceği zararlar göz önüne alınarak mermer ocağıyla ilgili ÇED sürecinin sonlandırılmasını, MİGEM tarafından söz konusu şirkete bu bölge için verilen ruhsatın iptalini istiyoruz. Sizlerle hep birlikte bu mücadeleyi vererek doğayı ve sağlığımızı korumak istiyoruz.”
Köy muhtarları ve köylüler de mermer ocağına karşı olduklarını belirterek, valilik ve ilgili bakanlığa gönderilmek üzere imza topladılar. Toplanan imzaların ÇED sürecinin sonlandırılması ve ruhsatın iptali isteğiyle kısa süre içerisinde ilgili makamlara ulaştırılacağı kaydedildi.

#

SENDE YORUM YAZ