Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Anamur Temsilciliği, Anıtlı köyüne kurulması planlanan mermer ocağını doğal ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkına doğrudan bir saldırı olarak gördüklerini belirterek, rantçı şirketlerin bölgeden uzaklaştırılmasını istedi.
Yaptığı yazılı açıklamada, mermer ocağı kurulmak istenmesinin yanı sıra balık çiftlikleri ve Dragon Çayı üzerine kurulan HES’lere de değinen MERÇED Anamur Temsilciliği, şunları kaydetti:
“Anamur ve çevresi, doğal güzelliği bir yana, tarih öncesi ve sonrası uygarlıklardan kalan tarihi eserlerin bulunduğu yerleşim yerleri ile ön plana çıkan ve bu anlamda turizm potansiyeli olan bir bölgedir.
Bölgemiz, doğanın hediyesi olan astropikal iklim şartları nedeniyle, tarımsal çeşitliliğin ve zenginliğin görüldüğü, ülkenin bir çok yerinde yetiştirilmesi mümkün olmayan, başta muz olmak üzere bir çok tropikal meyve ve sebzenin yetiştirebildiği, oldukça verimli topraklara sahiptir.
Ancak, Dragon Çayı üzerine yapılan ve geçtiğimiz yaz itibariyle yüzyılın kabusu haline gelen Alaköprü Barajı ile Hes’ler sonrasında, ekosistemin bozulması nedeniyle, su kaynaklarında ciddi biçimde azalma söz konusudur. Su kaynaklarındaki azalmaya, elektrik de dahil olmak üzere tohum, ilaç ve gübre fiyatlarındaki artışa rağmen üreticilerimiz, canını dişine takarak, muz başta olmak üzere bir çok meyve ve sebzeyi, iklim değişikliğinin etkisiyle, özellikle kış döneminde neredeyse zararına üreterek ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır. Bu anlamda, çikolata meyvesinden tutun da ejder meyvesine kadar bir çok tropikal meyve ve açıkta muz yetiştirilebilen ender bölgelerden biri olan Anıtlı’ya, yayacağı toz ve taşları patlatmak için dinamit kullanımı nedeniyle, kısa vadede su kaynaklarına ve tarımsal faaliyete, uzun vadede doğaya, insana, denizde yüzen balığa bile zararlı olduğu tartışmasız olan mermer ocağı açılması girişimi, bölgeyi yok etmeye dönük bir teşebbüstür.
Bölgemizdeki denizlerde kurulması planlanan balık çiftliklerine karşı mücadele ederken, bir de üstüne mermer ocağı ile gelinmesini, doğal ve sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımıza doğrudan bir saldırı olarak görüyoruz.
Tüm bunlar bize, Anamur ve çevresinin devletimizce gözden çıkarılıp, ticari şirketlerin rant yurdu olarak tescillendiği gibi bir izlenim vermektedir. Önce suyumuza, sonra denizlerimize, şimdi de dağımıza, taşımıza göz diken bu ticari şirketlere kapımız, gözümüz, gönlümüz kapalıdır. Devletimizden beklentimiz, kapalı olan bu şeylerimizi, bize zorla açtırmaması, rant amacındaki ticari şirketleri bir an önce bizden, yöremizden uzaklaştırması, bizleri, sadece suyumuzu kaybetmenin acısını yaşamak üzere rahat bırakmasıdır.
Bunun yanı sıra, son yıllarda, özellikle Toroslar’da, sit alanı ilan edilmeyip, tescillenmediği halde arkeolojik kalıntı bulunan ve dahi tescilli arkeolojik kalıntılar bulunan bir çok yere, özel şirketlerin maden ya da mermer ocağı işletmek bahanesiyle göz diktiği yönündeki duyumlarımız nedeniyle de endişe ediyoruz.
Bölgemize gelerek, dağlarımızdan mermer çıkaracak olan şirketin böyle bir amacı ya da o bölgede arkeolojik kalıntı var mı yok mu bilmiyoruz. Ama neredeyse her taşı toprağı tarihle bezeli olan bir coğrafyaya dair böyle bir isteğin oluşmasına neden olabilecek şekilde o bölgede arkeolojik kalıntı bulunup bulunmadığı hususunda yetkililerce araştırma yapılmasını; bulunması durumunda ÇED sürecinin sonlandırılmasını istiyoruz.”
BENZER HABERLER