Eğitim-Sen Anamur temsilciliği “Nükleer santralin çevre ve insan sağlığına zararları” konulu konferans düzenledi.
Konferansın açılış konuşmasını Eğitim Sen Anamur Temsilcisi Mustafa Bakır yaptı.
Bakır konuşmasında, ““Uygarlık, ne lüks araçlar ne gökyüzüne yükselen gökdelenlerdir. Ne de enerji ihtiyacını gerekçe göstererek, insanlığı bir anda yok edebilecek güçte nükleer santraller kurmaktır. Uygarlık gelecek nesillere, bırakabileceğimiz sağlıklı yasam alanlarından başka bir şey değildir. Kirlettiğimiz doğanın bizden bir gün intikamını alacağını bilmeliyiz. Bundan hepimiz sorumluyuz.
Bir tolumun uygarlığı yaşadığı doğal temiz cevre ile ölçülür. İnsanlık kullandıkları kirli enerji ile çağdaşlaşmaz. Kapitalizmin kar uğruna katlettiği kirlettiği doğanın adı uygarlık olamaz. Bu bizlerin, çocuklarınızın geleceğini karartıyorsa, hayattan koparıyorsa ölüler için enerji gerekmez.
Burada Nükleer satıcısı emperyalistleri anlıyoruz. Onlar ellerinde kalan kirli teknolojilerini buralara kurup paraya dönüştürmek istiyorlar. Bizi yönetenlerin nükleerde ısrarını anlayamıyoruz. Onlara buradan soruyoruz bu toplumun sağlığı sizi hiç mi ilgilendirmiyor. Kar hesabı yaptığınız kirli Nükleer enerji bu toplumun canından daha mı değerlidir.
İnsanlık yaşanan bunca acıdan, felaketten niçin ders çıkarmıyor. Çernobil faciasını unutmuşsanız, Japonya Fukuşima daki felaketi demi duymadınız. Daha dün (23.10.2013 )de nükleer santral yapacağınız bölge de 4.5 büyüklüğünde deprem oldu. Akdeniz de deprem diye açıklandı. Akkuyu’nun da tamda burada olduğundan hiç bahsedilmedi. İllaki ders çıkarmak için ülkemizin demi bir acı yaşaması gerekiyor. Niçin anlamıyorlar.
Yine hatırlatıyoruz. Rusya da yaşanan Çernobil kazasında 100 bin kişi öldü.160 bin km2 toprak kirlendi. Buralarda yüzlerce yıl tarım yapılamayacaktır. Buralarda kanser vakaları büyük ölçüde arttı. Japonya’daki felaketin boyutu şu anda hala bilinemiyor. Çünkü felaketin yıkımı, tehlikesi devam ediyor. Yıkımın boyutunun Çernobil den sonra en büyük nükleer felaket olduğu biliniyor.
Dünyanın en gelişmiş teknolojilerini de kullansanız işe yaramıyor. Nükleerin hiçbir garantisi yok. Onunla yaşayacaksanız, büyük bir tehlike altındasınız. Çünkü Radyoaktif maddelerle yüklü bir yerde yaşayacaksınız. Bunun tehlikesiz olanı yoktur. Ondan kurtulmanın tek yolu onu kurdurmamaktır.
Kimseyi kandırmasınlar. Orada tarım yapılamaz. Yapsanız da bu ürünleri kimseye satamazsınız. Orada turizm olmaz. Çünkü kimse Cehenneme piknik yapmaya gelmez.
Burada bulunan kitle örgütleri adına bizler uyarımızı sürdürüyoruz. Bu kirli enerji ısrarından vazgeçilsin. İnsanların sağlığından değerli bir şey yoktur. Ülkemizde temiz, ucuz alternatif enerji alanları fazlası ile vardır. Bizler kirli nükleer santralleri kurdurmamak için mücadelemizi sürdürüyoruz.
Buradan ülkeyi yöneten, yönetmeye talip olan siyasetçilere sesleniyoruz. Eğer yaşadığınız çevreye sahip çıkmazsanız, gelecek kuşaklar bunun hesabını sorar. Bu söylediğimizi yaşayarak görürsünüz. O zaman iş işten geçmiş olur. Nükleere yapılan yatırım enerjiye değil felakete yatırımdır.
Değerli Arkadaşlar AKP iktidarı rant için doğayı, çevreyi yağmalıyor. Nerede bir orman ve yeşil alan görse hemen yol yapıyorlar. Nerede bir park varsa ağaçları kesip AVM yi konduruyorlar. Nerde bir dere buldular HES yapıyorlar. Yetmiyor şimdi Akkuyu ve Sinop’a nükleer yapma kararı aldılar. Öyle bir konuma geldik ki, sanırım çevreyi, insanlığı bunlardan korumak gerekiyor. Bunda hepimize büyük görev düşüyor.”
TEMA Anamur Temsilcisi Durmuş Deniz de konuşmasında şunları söyledi:
“Akkuyu Nükleer Santral Sahası, kuş uçumu Mersin’e 145 km, Gülnar’a 35 km, Silifke’ye 55 km, Anamur’a 85 km, Bozyazı’ya 65 km, Aydıncık ilçesine 30 km ve Kıbrıs’a 110 km uzaklıkta ve Mersin-Antalya yolu üzerindeki Büyükeceli beldesinden ayrılan bir yolla gidilen Akkuyu mevkiindedir.
Nükleer santrallerde enerji, istasyonun merkezindeki reaktörün içinde üretilen ısıyla sağlanır. Bu ısı, uranyum atomunun zincirleme reaksiyonu sonucu elde edilir. Atomun çıkardığı ısı enerjisi yüksektir, ama çıkardığı radyasyon çok daha yüksek ve zararlıdır. Ancak özel binalarda veya kurşun mezarlarda saklanabilir. Reaktörde, açığa çıkan nötronları emme yeteneği olan kontrol çubukları vardır. Çubuklardan çıkan bu ısı reaktörün çevresini saran gaz tabakası tarafından emilir. Isınan gaz ısı değiştirici de ki ufak boruların içindeki suya alınır.
Uranyum içerisinde ısı verecek enerji tükendikten sonra uranyum çubukları soğuyuncaya, radyasyon normal seviyeye gelinceye kadar suyun altında muhafaza edilirler. Muhafaza süresi dolduktan sonra yapılan analizler sonunda radyasyon seviyesi yüksek olanlar ayrılır. Radyasyonu normal düzeye inen katı cisimler toprağa gömülürken, sıvı olanlar denizlere veya göllere karıştırılır.
Nükleer Santral Türkiye’nin Doğu Akdeniz’in en temiz denizini ve kıyılarını nasıl etkileyecek?
Nükleer Santrallerden çıkacak radyoaktif atıkların çevreye ulaşımı; rüzgarın ve yağmurun yardımıyla atmosferde taşınması birde denizlere, göllere ve toprağa karışımı şeklinde olur. Doğa olaylarıyla bitki örtüsüne ve sulara karışan radyoaktif maddelerin insan vücuduna ulaşımı kolaylaşmış olur.
ABD de, Kaliforniya eyaletinin deniz kıyısında kurulan 2 nükleer santralın son 30 yılda her gün ortalama 68 milyar litre suyu sirküle etmesi sonucu ortaya çıkacak çevre sorunlarının incelendiği, Kaliforniya Eyaleti’nin 2006’ya kadar yaptırdığı araştırma raporlarını içeren ve 2008 Mart’ında yayımlanan resmi raporda yer alan bilgilerin ışığında; Mersin Akkuyu’da kurulacak 4800 megawatt kurulu gücündeki VVER-1200 tipindeki nükleer santralın soğutma sisteminde kullanılacak Akdeniz suyunun reaktörlerde tek yönlü veya kapalı devre sirkülasyonu sonucu tetikleyeceği benzer çevresel sorunlar sunulmaktadır. Kaliforniya kıyılarında kurulu nükleer santraların soğutma sistemine çarpan 9 milyon değişik tur deniz canlısı sayısı 80 milyar, Bu 80 milyar deniz canlısının yüzde 60 yani 48 milyarı larva cağında balık olarak sirkülasyon sırasında haşlanarak öldüğü saptanmıştır. Bunlara ek olarak Kaliforniya kıyılarında yaşan fok, kaplumbağa gibi 57 değişik tür deniz canlısının bu soğutma sistemlerine çarpma ve takılması sonucunda en az yüzde 50’sinin öldüğü belirtilmiştir.”
Türkiye Çimento üreticileri Birliği (TCMB) verilerine göre; 2011 yılında Türkiye’de 63 milyon ton normal inşaat çimentosu üretilmiş, bu miktarın 52 milyon tonu iç piyasada tüketilmiş, ve 11 milyon tonu ihraç edilmiş. Türkiye genelinde ve bilhassa Adana ve Mersin yöresinin çimento sanayisinin böyle bir özel çimento üretme kapasitesi yoktur. Bu bölgede kurulması düşünülen çok yakın belde olan Akdere civarına kurulması planlanan çimento fabrikalarından ve yeni termik santrallerinden yağacak asit ve kül yağmurları ve çıkacak gazlar ve tozlar Akkuyu Nükleer santral projesinin inşaatı süresince, bölgedeki ve hatta Kıbrıs’taki tarım ve turizm alanlarını, koruma altındaki fok balıklarını ve Mersin’in 2013 Akdeniz olimpiyatlarının resmi maskotu olan Caretta Caretta kaplumbağaların yaşamını ve deniz ürünleri ticaretini çok olumsuz etkileyecektir.
Öte yandan Nükleer Santral ve buna bağlı olarak planlanan diğer termik santrallerin denize deşarj edeceği proses suları denizden ortalama su sıcaklığını en az iki derece artıracağı bununda denizde hassas dengede yaşayan plankton ve diğer mikro canlıları etkileyerek denizdeki tüm eko sistemin bozulmasına neden olacaktır. Santralde soğutma suyu olarak kullanılan deniz suyu tekrar denize verilecek. Sıcaklıktaki oynamalar deniz ekosistemini olumsuz etkileyecek ancak şirket bu sorunu pek dikkate almamış. 10 yıl önceki verileri kullanarak rapor hazırlamışlar ve “Nasıl ki canlılar evrimsel süreçte sıcaklığa uyum sağladılarsa, buradaki ısı değişikliğine de uyum sağlayacaklar” demişler. “ yani biz değil onlar düşünsün, gerekirse sudaki canlılar evrim geçirsinler” diyorlar.
Nükleer Santrallerin İnsan Sağlığına Zararları
1-Nükleer reaktörlerin çalışması sırasında atık olarak ortaya çıkan Plütonyum üst düzeyde zehirli ve kanser yapıcıdır. Doğada bulunma ömrü 250 yıldır.
2- Açığa çıkan bir diğer radyoaktif madde olan STRONSİYUM yağış yoluyla bitkilere oradan hayvanların sütüne geçerek insanlara bulaşır. Kan kanserine (lösemi) yol açar.280 yıl ömrü vardır.
3-SEZYUM ve İYOD’da besin yoluyla insan vücuduna girer ve Troid bezi kanserine, çocuklarda büyüme aksaklıklarına ve genetik bozukluklara neden olur.
4-1986 Yılında Çernobil’de meydana gelen nükleer patlama sonucu etki alanına giren bölgelerde radyasyonun zararları etkilerine uzun yıllar rastlanmıştır.
Sonuç olarak nükleer Santraller kurulumu uzun süren ve yüksek maliyetli olan tesislerdir. Ömrünü tamamlayan tesislerin sökülmesi işlemi de uzun süreli ve oldukça risklidir. Ayrıca dünyada şu ana kadar radyoaktif atıkların güvenle saklanabilmesine yönelik bir formül bulunabilmiş değildir.Doğa olaylarının (Deprem,Tsunami vb.) çokça yaşandığı dünyamızda nükleer santraller sürekli kaza tehlikesi taşımaktadırlar.
Nükleer santraller yerine güneş enerjisini, jeotermal enerji kaynaklarımızı, hidroelektrik potansiyellerimizi ve biyokütle enerjimizi daha verimli kullanarak devreye konulmasıyla çok uzun yıllar enerji gereksinimimizi yerli ve yenilenebilir kaynaklardan sağlama potansiyelimiz mevcuttur. Bundan dolayı nükleer santrallere hayır diyoruz.
Bu nedenle başta Akkuyu Nükleer Santrali olmak üzere diğer doğaya zararlı yatırımların 7 Ekim 2013 tarihinde askıya çıkarılan, 1/100.000 lik Adana-Mersin Çevre Düzeni Planında yer alması nedeniyle İTİRAZ EDİYOR VE 7 EKİM 2013 DE ASKIYA ÇIKARILAN 1/100 000 MERSİN –ADANA ÇEVRE DÜZENİ PLANIN, TÜM EKLERİ İLE İPTAL EDİLMESİ görüşünde olduğumuzu beyan ederim.”
Toplantıda, Mersin Barosu Anamur Temsilcisi Avukat Emrah Oğul, yasal süreç hakkında bilgi verdi.
DİLEKÇELER VERİLDİ
Konferansın ardından bugün, CHP’liler ve Eğitim Senlilerden oluşan bir grup Mersin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderilmek üzere Anamur Kaymakamlığı’na itiraz dilekçesi verdiler. İtiraz dilekçesi verme işleminin 7 Kasım 2013 Perşembe günü mesai bitimine kadar devam edeceği kaydedildi.
Dilekçede, şunlara yer verildi:
“Mersin-Adana Planlama bölgesi 1/100 000 Ölçekli Çevre düzeni Planı, Plan Açıklama Raporu ve Plan Hükümleri 07.10.2013 tarihinden itibaren askıya çıkarılmış olup yasal süre içerisinde itirazlarımızı bildiriyoruz.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 10.03.2011 tarihinde onanan Mersin-Karaman Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin iptali ve yürütmesinin durdurulması ile ilgili açılan davada Danıştay 6.Dairesi yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.
Mahkeme “…Dava konusu Çevre Düzeni Planının ekolojik kararların bir arada düşünülmesine olanak veren, strateji ve politika oluşturan bir plan niteliğinde bulunmadığı,sağlıklı çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef ilke ve strateji üretmediği,bir strateji planından daha çok ,alt ölçekli planların konusuna girebilecek alanların plana yansıtıldığı görüldüğünden anılan plan bu açıdan mevzuata uygun bulunmamıştır.”
“…………….Plan açıklama raporunda belirtilen saptamaların dava konusu Çevre Düzeni Planını farklı kurumların yetki ve sorumlulukları çerçevesinde aldıkları kararların aktarıldığı ve kısıtlı düzenlemelerin yapıldığı,çevre odaklı değil de çevresel etkiler konusunda duyarlılığın saptanmaya çalışıldığı bir plan biçimine getirildiği anlaşıldığından dava konusu işlem bu açıdan da mevzuata uygun değildir.”
“Bu durumda….mevzuata,şehircilik ilkelerine,planlama esaslarına ve kamu yararına uyarlık görülmemiştir.”gerekçesiyle yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca 16.09.2013 tarihinde onaylanan ve 07.10.2013 tarihinde askıya çıkarılan bu plan, yukarıda bahsettiğimiz mahkeme kararındaki gerekçelerin hiçbiri dikkate alınmaksızın ve mevzuatta belirtilen planın niteliği ,bilgi toplanması ve uyulacak temel esaslara ilişkin ilkelere uyulmadan hazırlandığı açıktır.İlgili kurum ve kuruluşların, meslek ve sivil toplum örgütlerinin ve halkın görüşleri alınmaksızın ve planlama sürecine aktif katılım sağlanmaksızın,ortak bir çalışma yürütülmeksizin hazırlanmıştır.Planın çevre odaklı olmadığı,ekolojik dengeyi ,doğal,tarihi ve kültürel çevre değerlerini korumadığı,çevre kirliliği önleyici olmadığı, tam tersine mevcut ekolojik dengeyi,doğal ve kültürel çevreyi yok etmeye yönelik olduğu açıktır.
Planda Akkuyu nükleer santrali 4.1.214 de tanımlanmış ve ek P31’de işaretlenmiştir.
İlimizde turizm alanları olarak ilan edilen Tarsus Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi,Tarsus Karboğazı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim,Silifke-Kargıcık Turizm Merkezi,Silifke-Taşucu-Boğsak Turizm Merkezi ,Silifke-Narlıkuyu-Akyar Turizm Merkezi,Silifke-Ovacık Turizm Merkezi,Gülnar-Ortaburun Turizm Merkezi,Anamur-Melleç Turizm Merkezi gibi belirtilen Turizm merkezleri olmak üzere,ilimizde bulunan tescilli doğal sit yaşam alanları olan Büyükeceli, Akkuyu Mevkii Fok Üretme Sahaları 1.Derece Doğal Sit Alanı,Mersin-Erdemli-Alata Deniz Kaplumbağası Yuvalama Kumsalları,Mersin-Silifke Göksu Deltası Sulak Alanı,Mersin-Silifke-Göksu Deltası Deniz Kaplumbağası Yuvalama Kumsalları,Mersin-Anamur Deniz Kaplumbağası Yuvalama Kumsalları,Mersin-Gazipaşa-Anamur Arası Akdeniz Foku Yaşam Alanları, Mersin-Bozyazı-Kızılliman Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Bozyazı-Kızılliman ve Anamur-Sancak Burnu Arası Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Bozyazı-Aydıncık Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Aydıncık Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Yeşilovacık-Taşucu Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Beşparmak Adası Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Dana Adası Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Aksaz Adası Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Büyük Ada (Gilindire Adaları) Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Yelkenli Ada Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Anamur-Pullu Orman Dinlenme Yeri Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Anamur-Karaağan Burnu Akdeniz Foku Yaşam Alanları,Mersin-Aydıncık Adaları Önemli Kuş Alanları,Mersin-Silifke-Göksu Deltası Önemli Kuş Alanları,Mersin-Silifke-Göksu Deltası Önemli Bitki Alanlarının yanında, ilimizin tarım havzaları,kentimizde yapımı planlanan Akkuyu nükleer santrali yatırımından çok olumsuz etkilenecektir.
Akkuyu Nükleer Santrali bölgesi olan,Nükleer alan olarak planlanan alanın en yakın çevresinde Yeşilovacık beldesi, Silifke ilçesi ve Aydıncık ilçeleri bulunmakta olup, bu ilçelerin tamamı gerek sera gerek, bahçe ve açık tarla tarımı ile birlikte Akdeniz’in en büyük sebze , meyve ve narenciye üreticisidir. Bölgede planlanan bu nükleer santralin hayata geçmesi ile birlikte, burada yaşayan halk ürünlerini satamaz olacaktır. Radyasyona karşı duyarlılığın geliştiği bu dönemde, hiç kimse nükleer santralin yanındaki hiçbir tarımsal ürünü almayacaktır. Mersin ilinde en önemli sektörlerden biri de balıkçılık olup, bu yörede binlerce aile balıkçılıkla geçimini sağlamaktadır. Santralin hayata geçmesi ile birlikte, santralin soğutmasında kullanılacak ısınan su Akdeniz’e deşarj edilecektir. Suyun birkaç derece artması ile birlikte de burada balıkların doğal yaşam ortamlar kalmayacaktır. Bu yörede balık avlanması imkansız hale gelecektir. Akkuyu’nun coğrafi konumu gereği, yani deniz ve hava sıcaklığının yüksek olması nedeniyle teknolojik açıdan burada kurulacak nükleer santralın tek yönlü soğutma sistemi ile çalışması imkânsızdır. Kış aylarında tek yön, yaz aylarında da kuru hava ya da buharlama soğutma kuleleri, yani hibrit soğutma tekniği kullanılması durumunda ise bu santralın hem gücünde en az yüzde 10’luk bir düşme hem de tek yönlü sistemin kullanılması sırasında denizden çekilen 10 milyar litrelik su, aynen Kalifornia kıyılarında olduğu gibi deniz ekosisteminde çevresel felaketlere yol açacaktır. Kapalı soğutma kulelerinin çalışması durumda ise bölge atmosferinde ve tarım alanlarında, asit yağmuru, ağır metal kirliliğinin yanı sıra buharlaşmadan kaynaklanan atık tuz ve minerallerin çevrede neden olacağı zararlar kaçınılmaz olacaktır.
Yukarıda belirtilen ilimizde planlanan turizm ve tescilli olan doğal sit alanlarını ve tarım havzalarını çok olumsuz etkileyeceği, bölgemizin iklim değişikliğine,geri dönüşümü mümkün olmayan çevre felaketlerine neden olacağı gerçeğiyle,insan ve çevre sağlığını bozacak olan bu yatırımların yapılmasına Mersinli yurttaşlarımız bakanlığınıza verdiği dilekçelerle karşı olduğunu göstermiştir.İllerdeki tüm sosyal paydaşların plan kararlarına katılımının sağlanarak görüş ve isteklerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Bu nedenle başta Akkuyu Nükleer Santrali olmak üzere diğer doğaya zararlı yatırımların 7 Ekim 2013 tarihinde askıya çıkarılan, 1/100.000 lik Adana-Mersin Çevre Düzeni Planında yer alması nedeniyle İTİRAZ EDİYOR VE 7 EKİM 2013 DE ASKIYA ÇIKARILAN 1/100 000 MERSİN –ADANA ÇEVRE DÜZENİ PLANIN, TÜM EKLERİ İLE İPTAL EDİLMESİ İÇİN gereğinin yapılmasını arz ederim.
Eğitim Sen Anamur Temsilciliği’nin düzenlediği “nükleer santralin çevre ve insan sağlığına zararları” konulu konferansın ardından, CHP’liler ve Eğitim Senlilerin oluşturduğu bir grup, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne gönderilmek üzere Anamur Kaymakamlığı’na itiraz dilekçesi verdiler.
BENZER HABERLER