Doğu Türkistan Basın Açıklaması

 Saygıdeğer Kamuoyu,

Saygıdeğer Türk Milleti, İnsanlık Alemi…

Bilindiği üzere Müslüman Türk Soydaşlarımız olan Uygur Türkleri’nin yaşadığı Doğu Türkistan sistemli bir yok edilme süreci ile karşı karşıyadır. İslam Alemi’nin içerisinde bulunduğu Ramazan Ayı’nda bu eziyetler daha da artmış, çoluk çocuk, kadın kız demeden Uygur Türkleri’ne karşı vahşice bir soykırım uygulanmaya başlanmıştır. Çin esareti altında bulunan ata vatanımız Doğu Türkistan’da bulunan Uygur Türkleri oruç tuttukları, namaz kıldıkları, ibadet ettikleri için işkencelere ve ne yazık ki ölüme maruz bırakılmaktadır.

Küçücük Türkmen Yavruları sokaklarda dövülmekte, boyunlarına ip bağlanarak gezdirilmektedir. Anneleri, babaları o minik yavruların gözleri önünde işkenceye uğramaktadır. Uygur Türkleri yeryüzünün en adi işkencelerine maruz bırakılmaktadır, oruç tutanlar esaret altında bırakılmaktadır, dinlerini yaşamalarına fırsat verilmemektedir, özgürlük kavramı Çin esaretiyle ortadan kaldırılmıştır. Bu insanlık onurunun bittiği andır.  Katil Çin bu gözü dönmüşlüğü ile tarihten bu yana Türklere karşı beslediği kini Uygur Türkleri’ne karşı kusmaktadır.

Çin bu terörist tavrı ile affedilemeyecek bir yanlışı icra etmeye devam etmektedir.

Görünen odur ki dost ve kardeş Japon halkı ve devleti dışında dünya milletleri bu vahşete gözlerini ve kulaklarını kapatmıştır. Her fırsatta insan haklarını bahane eden, bunun için savaşlar başlatan Avrupalı devletler ve süper güçler nedense insanlığın yok edildiği ve en ağır işkence tekniklerinin kullanıldığı Doğu Türkistan söz konusu olunca ölüm uykusuna bürünmüştür.

Bizi en çok üzen konu ise 600 milyonluk Türk Dünyası’nın bu olaya sessiz kalmasıdır. Türk Devleti’ni yönetenlerin bu olaya sessiz kalmasıdır. Söz konusu Kobani olunca, Irak olunca yada herhangi bir yer olunca gözyaşları akıtanlar Uygur Türkleri için gözlerine neden perde indiriyor, ortalıkta görünmüyor?

Doğu Türkistan’da yaşayanlar ümmetten değil mi? Her şeyi bırakın onlar çocuk değil mi, sivil değil mi, insan değil mi?

Doğu Türkistan’da yaşayanlar sivil Türkmenlerdir. Ellerinde silah yoktur, taş yoktur. Kendi hallerinde yaşayan bu insanlara uygulanan bu zülme tepki göstermemek  Katil Çin’i hoş görmek demektir.

Buradan sesimizin yettiğince Zulüm sahibi Katil Çin’e sesleniyoruz, siz bizi iyi iyi tanırsınız! Minicik çocukların ellerini taşlarla ezen Katil Çin’e soracak bir hesabımız elbette olacaktır. O günü bekleyeceğiz.

Buradan insanlık alemine sesleniyoruz, orada bir zulüm var, buna sessiz kalmak İnsan hakları adına yaptığınız her savunmaya gölge düşürecektir. Tüm dünya devletleri bu olaya karşı Japonya gibi yüreğini ortaya koyarak tepkisini göstermelidir. Bu vahşete dur denilmelidir.

Türk Halkı’na sesleniyoruz; bugün Uygur Türkleri’ne uygulanan bu vahşet hepimizin ortak sorunudur, yeryüzünde Türklere karşı yürütülen ve insanlık alemi tarafından tepki gösterilmeyen bu zulüm gizliden gizliye beslenen kin politikasının bir neticesidir.

Saygıdeğer Türk Halkı en azından kendisi gibi ucuz ve basit olan Çin Malları’nı protesto edelim, bulunduğumuz her ortamda Katil Çin’e tepkimizi gösterelim.

Bizler yeryüzünde yüzyıllardır barış ve adaleti tesis etmiş bir milletin evlatları olarak insanlık alemini uyarıyoruz, tepkisiz kalmak Müslümanlığa, Türklüğe kin beslemektir. Metehan kendi ordusundan kat be kat büyük Çin ordusuyla karşılaştığında kendisine Çin ordusunun sayıca çok fazla olduğu söylenince, bu kadar Çinli’yi nereye gömeceğim diye düşünmüştür!

Biz kaybetmeyi bilmeyen, örgürlüğüne zincir vurulamayacak bir toplumuz, bunu bilmeyenler er yada geç öğreneceklerdir..!

Uygur Türkleri için, Doğu Türkistan’da süren zulüm ve işkence için Sonsuz Kudret Sahibi’ne dua ediyoruz. Ramazan Ayı hürmetine tüm insanlıktan da dua bekliyoruz.

Mehmet TÜRE