HaberMatik V3.2

logo

BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ VE HOŞGÖRÜLÜ OLMAK

BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ VE HOŞGÖRÜLÜ OLMAK

GAZİ MERT YAZDI…
Yerel seçimlere katılacak siyasi partiler, aday listelerini dün akşam saat 17.00’de Yüksek Seçim Kurulu’na sundu.
AK Parti, bugüne kadar 1297 başkan adayı açıklarken, CHP’nin aday sayısı 900’ü geçti.
YSK seçim takvimine göre, siyasi parti ilçe başkanlıkları, belediye başkanlığı, belediye meclis üyeliği ve il genel meclisi üyelikleri seçimlerine ait aday listelerini, dün saat 17.00’de ilçe seçim kurullarına teslim etti..
Büyükşehirlerde ise siyasi parti il başkanlıklarının, büyükşehir belediye başkan aday listelerini, yine dün saat 17.00’de il seçim kurullarına verdiler.
Bağımsız olarak adaylıklarını koyacak kişiler de adaylık için başvurularını aynı saate kadar yaptılar..
Bağımsız adaylar dahil geçici aday listeleri, il ve ilçe seçim kurullarınca 22 Şubat’ta ilan edilecek ve itirazlar başlayacak.
Sürecin tamamlanmasının ardından kesin aday listeleri, 3 Mart’ta ilan edilecek.
Şu ana kadar kesinleşen listelere göre AK Parti, aralarında il, ilçe ve belde belediye başkan adaylarının da bulunduğu 1297 belediye başkan adayını açıkladı.
AK Parti ve MHP, Cumhur İttifakı kapsamında 30 büyükşehirde işbirliği yaparken, büyükşehirlerin yanı sıra 20’ye yakın ilde de ittifak yapılması gündemde.
MHP ise şu ana kadar 3’ü büyükşehir, 50’si il ve 862’si ilçe ve belde olmak üzere 915 aday açıkladı. Adana, Mersin ve Manisa büyükşehir belediyelerinde aday çıkaran MHP, 27 büyükşehirde AK Parti’nin adaylarını destekleyecek.
Millet İttifakı’nda da bugüne kadar CHP ile İYİ Parti arasında 22 büyükşehirde işbirliği kararı alındı.
CHP, bugüne kadar 18’i büyükşehir, 38’i il olmak üzere 900’den fazla aday belirledi.
İYİ Parti’de ise aday listesine son şeklini verdi. Partide şu ana kadar 14’ü büyükşehir, 28’i il, 403’ü ilçe ve 98’i belde olmak üzere 543 aday belirlendi. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyükşehirlerde CHP aday çıkarırken, İYİ Parti’nin aday çıkaracağı büyükşehirler arasında Konya, Kayseri, Kocaeli, Balıkesir ve Gaziantep gibi iller bulunuyor.
Evet…
Yerel seçimlere neredeyse 39  günlük bir süre kaldı…
Ortalık toz duman…
Bu bir yerel seçim yarışı…
Temennimiz odur ki; Partiler birbirlerine karşı hoşgörülü davransın, başkan adayları da yaptıkları konuşmalarda hoşgörü sınırlarını aşmasınlar.
Önümüzdeki 45 günlük süre içinde SEÇİM GÜVENLİĞİ çok-çok önemli…
Bunları da HOŞGÖRÜ çerçevesinde aşmalıyız…
Nedir Hoşgörülü olmak?
“Farzlarla emir olunduğun gibi, insanlarla iyi geçinmekle de emir olundun.”
Bu bir hadistir. Yorumu ise, Müslüman’ın çevresi ile iyi geçinen, kendisi ile iyi geçinilen kimse olmasıdır.
Benzer hadisler de vardır:
“Akıllı olmanın ve akıllı yaşamanın ilk adımı, halka sevgi ve şefkat göstermektir.”
“Siz insanları mal-mülkle tatmin edemezsiniz. İnsanları ancak güzel ahlâk, hoşgörü ve güler yüz tatmin eder.”
“Rıfk ve yumuşaklık ihsan edilen kimseye dünya ve ahiretin bütün iyilikleri verilmiş demektir.”
“Bir kimsenin mü’min kardeşine sevgi ve şefkatle bakması, mescide kapanıp bir yıl nafile ibadet etmesinden daha hayırlıdır,”
Bu anlayış Mevlânâ’da âlemşümul “insan sevgisini.”, Yunus Emrede cihanşümul “Yunus şefkati”ni oluşturmuştur.
Mevlânâ’nın “Gel!” çağrısının, Yunus’un “Yaratılan her şeyi yaratan hatırına hoşgörme” anlayışının mânası budur.
Sadi’nin şu sözü bu mânâyı açıklamaktadır:
“Akılsız insan o kimsedir ki, Allah ile iyi olayım derken, Allah’ın kulları ile kötü olur.”
Allah’ın hoşnutluğu da, kulların hoşnutluğuna bağlıdır.
Ayet ve hadislerden kaynaklanan, Mevlânâ gibi, Yunus gibi, Sadî ve Hafız gibi büyüklerin hayatlarında sanatlaşan HOŞGÖRÜ duygusu, tarih boyunca Müslüman’ın ahlâkı olmuştur.
Hz. Peygamber Hudeybiye Muahedesi’nde, müşriklerin ileri sürdükleri aşırı şartları anlayışla karşılamış, Hayber’in fethinde ele geçirilen Tevrat nüshalarını sahiplerine iade etmiş, fethedilen topraklarda yaşayan gayri müslimleri kendi inanç ve ibadetlerinde serbest bırakmıştır.
İslâm tarihinin her safhasında ve sayfasında bu uygulamanın sayısız misalleri vardır:
Hulefa-yı Râşidin, ondan sonra gelen bütün halife, bey ve devlet başkanları savaş esnasında bile yaşlılara, hastalara, çocuklara, ibadet edenlere, rahip ve keşişlere dokunulmamasını emretmişlerdir.
Kudüs’ün fethinden sonra yerli halk ayin ve ibadetlerinde tamamen serbest bırakılmışlar, İstanbul ‘un fethinden sonra Hıristiyan halka müsamahadan da öte geniş imtiyazlar tanınmıştır.
Emevîlerde, Abbasilerde, Selçuklularda, Osmanlılarda hep aynı anlayış hâkim olmuştur.
Osmanlılar Doğu Avrupa’da hükümran oldukları 500 yıl boyunca yerli Hıristiyan halkın ayinine, ibadetine, lisanına, yaşayış ve geleneğine dokunmamıştır.
Voltaire’in şu sözü bir itiraftır:
“Hiçbir Hıristiyan devleti, kendi topraklarında Müslümanların bir cami bulunmasına müsaade etmemiştir. Halbuki Müslümanlar, Hıristiyanların kiliselerine her zaman müsamaha göstermişlerdir.”
Ünlü Gustave le Bon İslâmiyet’in hızla yayılmasını bu müsamahaya bağlamıştır:
“Kur’ânın yayılmasında, kuvvetin hiçbir tesiri olmamıştır. Zira Müslümanlar, mağlûp milletleri dinlerinde serbest bırakmışlardır. Eğer Hıristiyan milletler İslâmiyet’i kabul etmişlerse, bunun sebebi Müslümanların kendilerine karşı eski hükümdarlarından daha âdil ve müsamahalı davranmalarıdır.”
Müslümanlar, ferdî hayatlarında, toplu yaşayışlarında, Müslüman olmayanlara karşı kendi aralarında, savaşta, barışta, hoşgörüyü bir davranış ölçüsü saymışlardır.
Kimseye kin tutmamışlar, “ağyarla dahi dost” olmuşlardır.
Gönül yıkmayı değil, gönül almayı tercih etmişlerdir.
Umarın yerel seçimlere parti liderleri ve belediye başkanı adayları HOŞGÖRÜ sınırlarını aşmazlar…
Zira HOŞGÖRÜ Müslüman’ın ahlakıdır.
Hoşça kalınız.

#

SENDE YORUM YAZ