Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan, Fukuşima Nükleer Santrali felaketinin 7. yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamasında, Fukuşima örneği göstererek Akkuyu’ya yapılacak nükleer santral için uyarılar yapan Aslan, şunları kaydetti:
“AKKUYU RAPORLARI BİLİMSEL DEĞİL”
“Akkuyu Nükleer Santrali Projesi Bölgemiz ve Ülkemiz için Ekonomik ve Sosyal açıdan birçok soruna neden olacaktır. Bölgemizi Nükleer bir felakete sürükleyeceği açıktır. Akkuyu Japonya da Fukuşima ve Çernobilde meydana gelen nükleer santral felaketine adaydır. Her iki kazanın sonuçları tarihin en büyük nükleer felaketlerini meydana getirmiş olup Dünya her iki felaketin bedelini halen ödemektedir.
Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili hazırlanan tüm raporlar tekniğe aykırı olup, bilimsel değildir. Akkuyu Çed raporu nun bilimsel ve tekniğe aykırı olduğu için iptaline karşı açmış olduğumuz dava olumsuzlukla sonuçlanmıştır. Akkuyu Nükleer Santralinin ülkemize getireceği radyasyon, ekonomik ve sosyal felaketlerinin sonuçlarından başta davamıza bakan Danıştay Üyeleri ve davanın bilirkişi üyeleri sorumludur. Bu sonuca karar verenleri tarih yargılayacaktır.
“ECEMİŞ FAY HATTINA YAKIN OLAN AKKUYU, ÜLKEMİZ VE DÜNYA İÇİN BÜYÜK RİSKLER TAŞIYOR”
Dünya tarihinin en büyük nükleer santral felaketlerinden biri olan 11 Mart 2011 tarihinde Japonya da meydana gelen 9 şiddetindeki depremden sonra Fukuşima Nükleer Santralinde meydana gelmiştir.
Akkuyu Çed raporunda yazılanlarda olduğu gibi, Deprem kuşağında olan Japonya’nın Fukuşima Kenti, depremden en az etkilenecek bölge olduğu gerekçesiyle, bu şehir sanayi ve ticaret kenti yapılmıştı. Deprem uzmanları, Fukuşima depremden etkilenmez dedikleri için bu bölgeye nükleer santraller kurulmuştu. Japonya da bulunan tüm nükleer santraller 9 şiddetindeki depreme dayanıklı olarak ve güvenlik tedbirlerinde en son teknolojiler uygulanarak inşa edilmişti. Japonya da ki tüm nükleer santraller Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun tüm kurallarına göre çalıştırılıyordu ve devlet tarafından da denetleniyorlardı. Japonya da Halka nükleer santrallerin çok güvenli olduğu söylenmişti. Ayrıca nükleer santrallerin bulunduğu tüm bölgelerde de kaza sırasında uygulanacak acil eylem planları da mevcuttu. Ama Nükleer santrallerle ilgili tüm bu argümanlar 11 Mart 2011 de meydana gelen 9 şiddetindeki depremden sonra iflas etti. Çünkü meydana gelen deprem ve tsunami, Fukuşima da bulunan nükleer santralin soğutma sisteminin arızalanması ve çalıştırılamaması sonucunda soğutulamayan nükleer santralin 3 adet reaktörün çekirdeğinin aşırı ısınması sonucu erimiştir, bunun sonucunda atmosfere yayılan radyasyon dünyayı bir nükleer (radyasyon) felaketine dönüşmüştür.
Japonya bu felaketin ekonomik ve sosyal boyutlarının altında ezilmiştir.
Japonyada meydana gelen deprem, nükleer santrallerin güvensiz, insan ve doğa yaşamını tehdit eden, kirli teknolojiler olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır
Rusların tamamen sahip olacağı ve onların denetiminde olacak dünyada denenmemiş olan VVER1200 nükleer reaktör modeli ile hareketli Ecemiş fay hattına yakın, deprem bölgesinde kurulumu planlanan Akkuyu Nükleer santrali taşıyacağı riskler açısından, Ülkemiz ve Dünya için ilerde büyük bir felaket kaynağı olacaktır.
“JAPONYA’DAN DERS ALMALIYIZ”
Japonya da yaşanan nükleer tehditlerden hükümetin ders almasını, Ülkemiz için zorunluluk olmayan nükleer santral projelerinin derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. Akkuyunun Fukuşima olmasına izin vermeyeceğiz. Herkesin yaşam hakkı için Nükleer Santrallere karı mücadele etmesini bekliyoruz.”
Etiketler: Akkuyu Nükleer Santrali » Mersin Çevre ve Doğa Derneği MERÇEDBENZER HABERLER