CHP Mersin İl Başkanı Adil Aktay, Tarsus İlçe Başkanı Ali İlk’e yönelik linç kampanyası yapıldığını öne sürerek, “Başkanımızın yanındayız” dedi.
Aktay, CHP Parti Meclisi Üyemsi Fatma Güner, Mersin Milletvekilleri Ali Mahir Başarır, Alpay Antmen, Cengiz Gökçel ve tüm ilçe başkanlarının katılımıyla Tarsus İlçe Başkanlığında basın toplantısı düzenledi.
Aktay, toplantıda şunları söyledi:
“31 Mart ve 23 Haziran seçimleri Türkiye siyasi tarihinin en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu seçimlerde vatandaş, ülkemizin geleceği adına çok değerli mesajlar vermiş ve siyasetin yeniden şekilleneceği, aydınlık bir dönemin kapılarını açmıştır.
Vatandaş; “Belediye hizmetlerinde ayrımcılık, kayırmacılık istemiyorum. Kaynakların israf edilmesine artık son verilsin” demiştir.
Vatandaş; Belediye kaynaklarını partizanca kullananlara, Belediye kadrolarını liyakata bakmaksızın yandaşlara dağıtanlara sandıkta büyük bir ders vermiştir.
Her yurttaşa eşit ve adil hizmet götüren bir yerel yönetim anlayışı artık toplumun her kesiminin ortak beklentisidir.
İşte Tarsus’ta, Mersin’de, Ankara’da, İstanbul’da, Antalya’da, Adana’da ve Türkiye’nin pek çok şehrinde sandıktan çıkan sonuç, halkın bu talep ve beklentisinin ifadesidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, vatandaşın bu mesajının gereğine uygun bir şekilde hareket etmeyi kendimize görev edindik.
Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimler, hangi partinin seçmeni olduğuna, görüşüne, kökenine, inancına bakmadan her yurttaşın belediye hizmetlerinden eşit ve adil bir şekilde yararlanması için seferber olmuş durumdadır.
Partizanca yaklaşımdan uzak durulması, belediye kadrolarının tamamen liyakat esasına göre oluşturulması, halkçı belediyeciliğin esaslarındandır. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu da tüm belediye başkanlarımıza bu yönde davranmaları talimatını vermiştir.
Cumhuriyet Halk Partili yerel yönetimlerin öncelikli görevi, halktan aldıkları yetkinin gereğini yapmak, vatandaşa hizmetlerin eksiksiz, hızlı ve kaliteli bir biçimde ulaşmasını sağlamaktır. “Devri sabık” ilan etmek, toptancı bir yaklaşımla bizden önceki yönetimlerle uğraşmak, asla ve asla önceliğimiz olmayacaktır.
Elbette, devraldığımız belediyelerde, geçmiş döneme ait, kamu kaynaklarını zarara uğratan her türlü işlem mercek altına alınacak ve hukuken ne gerekiyorsa yapılacaktır. Bunun aksi düşünülemez. Vatandaşın da beklentisi bu yöndedir. Ancak intikam almak, siyasi rant yaratmak değil, hukuk ve adaletin gereğini yetire getirmek, kamu kaynaklarına sahip çıkmak amacıyla davranılacaktır.
Öte yandan, kağıt üstünde belediyede çalışıyormuş gibi gösterilen ve kamuoyunda “bankamatik memuru” olarak bilinen kişilere ilişkin de her türlü tasarruf belediye başkanlarımızın yetkisindedir. Toplumun adalet duygusunu zayıflatan bu tür uygulamalara imza atanlar ve buna alet olanlar hakkında gerekenler hukuk çerçevesinde yapılmaktadır ve yapılacaktır.
Şurası çok iyi bilinmelidir ki, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, namusuyla çalışan belediye emekçileri üzerinden siyaset yapmamışlardır, yapmayacaklardır. Belediye çalışanları siyasi görüşleri, partileri, kimlikleri veya akrabaları üzerinden asla ayrımcılığa uğramayacaktır. Görevini layıkıyla yerine getiren, ailesinin geçimini sağlamaktan başka derdi olmayan emekçilerin ekmeğiyle kesinlikle ve kesinlikle oynanmayacaktır. Herkesin içi bu konuda rahat olsun.
Anayasamıza ve iş hukukuna aykırı olduğu gibi, toplumun değer yargılarıyla da bağdaşmayan bu tür uygulamaların, intikamcı tutumların asıl sahiplerinin kimler olduğu kamuoyunun malumudur. Belediyelerde çalışma barışını bozan, liyakatsız kişilerin görevlendirilmesinin önünü açan bu yaklaşımların sahipleri, şimdi belediye çalışanları arasında korku iklimi yaratmanın, partimizi ve partili belediye başkanlarımızı karalamanın peşindeler.
Yandaşlık ilişkileri sayesinde, liyakat sistemi gözetilmeksizin atanmış bu kişilerin, partimize ve belediye başkanlarımıza yönelik karalama kampanyasının sözcüsü gibi davrandıklarına herkesin dikkatini çekmek isterim. Kamu kaynaklarıyla nemalananlar, şimdi mağdur edebiyatıyla hem kendilerini korumaya almanın hem de halkçı belediyeleri yıpratmanın hesabını yapıyorlar.
Bunun en yakın örneğini burada, Tarsus’ta yaşadık. Tarsus İlçe Başkanımız sayın Ali İlk’in geçtiğimiz hafta özel bir toplantıda ifade ettiği görüşler, bağlamından kopartılarak basına yansıtılmış, kendisine yönelik bir linç kampanyasına girişilmiştir.
Değerli İlçe Başkanımızın, “bankamatik memuru” niteliğindeki kişilerin açığa çıkartılması yönündeki kamuoyu beklentisini dile getirdiği için hedef gösterilmesi kabul edilemez.
Cumhuriyet Halk Partisi Mersin İl Başkanlığı olarak, tüm ilçe başkanlarımız ve milletvekillerimizle birlikte elbette Sayın İlk’in ve Sayın Tarsus Belediye Başkanımızın yanındayız.
Belediye yönetiminde partizanlık yapmamak ve geçmiş dönemde yapılan partizanca uygulamalarla hukuk çerçevesinde mücadele etmek konusunda partimizde tam bir mutabakat vardır. Kurdukları çıkar düzeninin yıkılmakta olduğunu görenlerin gürültüsü boşunadır.
Artık Türkiye’de yeni bir dönem başlamıştır. Bu yeni dönemde halk, siyaseti bir kavga ve ayrışma aracı değil, sorunları çözmenin ve ortak akılda buluşmanın bir aracı olarak görmek istiyor. Artık siyasetin haksız zenginleşmeye ve rant dağıtmaya değil, sosyal adaleti, huzur ve refahı sağlamaya hizmet etmesini bekliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi, vatandaşın bu haklı beklentisine uygun olarak hareket etmeye devam edecektir. Demokrasiyi de ekonomiyi de yerelden güçlendireceğimiz, huzurun, refahın, hoşgörü ve kardeşliğin hakim olduğu bir Türkiye’yi sevgiyle, emekle inşa edeceğimiz günler bizi bekliyor.
Bu düşüncelerle, bir kez daha Tarsus İlçe Başkanımız ve Tarsus Belediye Başkanımız ile dayanışma duygularımızı ifade ediyor, katılımınız için teşekkür ediyorum.”
ALİ İLK VE ÜLKÜ OCAKLARI’NIN AÇIKLAMALARI
CHP Tarsus İlçe Başkanı Ali İlk, basına yaptığı açıklamada, “Belediye temizlenmeli. Önceden işe alınmış bankamatik memurları ve yolsuzluğa bulaşmış, usulsüzlük yapanlardan belediyeyi acilen temizlemek lazım. Ülkü Ocakları başkanı hâlâ belediyeden maaş alıyor” iddiasında bulunmuştu.
Tarsus Ülkü Ocakları Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada ise Tarsus Belediye Başkanı ile CHP Tarsus İlçe Başkanı arasındaki ayrışma ve hesaplaşmanın Ülkü Ocakları üzerinden yapıldığı öne sürülerek, “Ülkü Ocakları Başkanımız ve teşkilat mensuplarımız şerefli bir bayrağın taşıyıcısıdırlar. Ülkü Ocakları Başkanımızın adı ve Ülkü Ocakları kurumsal kimliği kullanılarak yapılan bu talihsiz açıklama, evine şerefiyle namusuyla ekmek götüren tüm ülkücüleri hedef almaktadır” denilmişti.
BENZER HABERLER