TMMOB, Akkuyu Nükleer Güç Santralı İzleme Komisyonu, Mersin’de yapımı süren ve birinci reaktörünün temel yapısı betonunda iki kez çatlama meydana geldiği kamuoyuna yansıyan Akkuyu Nükleer Santralı ile ilgili bir rapor hazırladı.
Akkuyu Nükleer Güç Santralı Güncel Durum Raporu’nda, Akkuyu’nun kamu güvenliği açısından çok önemli bir tesis olduğuna vurgu yapılarak, “Bir kaza olması durumunda telafisi olanaksız büyük felaketlere neden olur” ifadesi kaydedildi. Raporda, Türkiye’de ihtiyacın çok üzerinde elektrik üretim ve arz kapasitesi olduğu belirtildi. Rusya Fedasyonu’na enerjinin yanı sıra siyasi bağımlılığı da arttıracak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne ihtiyaç olmadığı vurgulandı.
Komisyonun Akkuyu’nun güncel durumunu ele aldığı raporda şu tespitler öne çıktı:
TÜRKİYE’DE TEHLİKELİ DENEME
Akkuyu NGS’ye inşa edilecek reaktörlerde kullanılan teknolojinin hiçbir yerde denenmemiş bir teknoloji olduğu ilk ağızdan ifade edildi. Bu bilgi, Türkiye bürokrasisinin Akkuyu NGS için gerekli formaliteleri, olağanın dışında ne denli hızlı yerine getirdiğini gösterdi. Birçok konuda yapılacak teknik ve idari inceleme sonucu verilmesi gereken inşaat izni gibi önemli belgeler, çok kısa sürede hazırlandı. Türkiye Rusya’nın teknoloji modernleştirme projesinin bir deneme alanı oldu.
DIŞA BAĞIMLILIĞI ARTIRACAK
Akkuyu NGS bu açıdan dışa bağımlılığı azaltabilecek bir santral değildir. Çünkü yakıtı tamamen yurt dışından temin edilmektedir. Ayrıca Akkuyu NGS’de üretilecek enerji Türkiye genelinden yüzde 275 oranına kadar daha pahalı satılacağından ve elde edilecek gelir döviz olarak yurt dışına gönderileceğinden, Akkuyu NGS’nin elektrik üretiminde Türkiye’nin yurt dışına bağımlılığını arttıracağı kesindir.
Türkiye’deki mevcut kurulu güç, teknik kriterlere uygun olarak işletilirse, güncel ve önümüzdeki on yılda oluşacak enerji talebini karşılayacak kapasitededir. Türkiye’deki santralların kapasite kullanım oranları dünyada kabul edilen fizibil kapasite oranlarının oldukça altındadır. Ancak mevcut durumda bugünkü kurulu gücün bile önemli oranda talebi karşılayabileceği ve tüketimi karşılama açısından önemli bir risk taşımadığı görülmektedir.
ELEKTRİK ZAMLANACAK
Akkuyu NGS ve benzeri yüksek fiyatla alım garantisi verilen nükleer santrallar Türkiye’de elektrik fiyatını yükseltecektir. Akkuyu NGS’den alınacak elektrik ilk yıllarda bugünü elektrik fiyatının 2,75 katı, 15 yıllık ortalamada 2,22 katı fiyat ile satın alınacaktır. Dünyada uzun yıllardır elektrik fiyatlarının 4-5 cent/kWh bandında olduğu ve yenilenebilir kaynak kullanımının artması ile daha da düşeceği öngörüleri dikkate alınırsa, Akkuyu NGS elektrik alım fiyatlarının Türkiye için çok pahalı olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Yapımı devam etmekte olan Akkuyu Nükleer Santralinın birinci reaktörünün temel yapısı betonunda iki kez çatlamalar meydana geldiği, oluşan çatlakların inşaatı denetlemekle yükümlü olan TAEK tarafından tespit edildiği ve bu çatlakların onarılmış olduğu basında yer aldı. Bir nükleer santralin temelinin güvenilmez olması kabul edilebilecek bir husus değildir ve bir felakete neden olacağı kesindir. Böyle bir felakete neden olunmaması yapım çalışmalarının durdurulması gerekmektedir.
DÜNYA VAZGEÇİYOR
2017 yılında Almanya, İsviçre ve Güney Kore’de birer adet olmak üzere toplam 3 adet nükleer reaktör devre dışı bırakıldı. Japonya’da 32 adet reaktör uzun dönemli kapatıldı. Dünyada 2018 ortası itibarıyla 173 nükleer reaktör kapatıldı, 32 tanesi de uzun sureli durduruldu. Nükleer enerjiden elektrik üretiminde son iki yılda önemli bir politika değişikliği olmadı. Gelişmiş ülkeler yaşlanan nükleer reaktörlerini kapatırken, yeni nükleer reaktör inşasına başlamadı. Gelişmekte olan bazı ülkelerde ise nükleer reaktör yapımına devam ediliyor. Yenilenebilir kaynakların çevreye olumsuz etkilerinin daha az olmaları nedeni ile birçok ülkede fosil yakıtlı santraller ve nükleer santraller yenilenebilir enerji kaynaklı santrallerle ikame edilmektedir.
TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen torba yasa ile Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yapan sözleşmeli personelin, 4+2 diye bilinen ve dört yıl çalışmaları sonucu 657 Sayılı DMK’nın 4/A maddesine göre kadrolu istihdamını öngören Kuruluş Kanunları’nda düzenleme yapılarak, kadroya geçiş süreleri üç yıla düşürülmüş ve 3+1 modeli getirilmiştir.
Bu düzenleme ile Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu’nun yetkili sendikası TOÇ BİR-SEN olarak Hizmet kolumuzda görev yapan sözleşmeli personelin 657 Sayılı DMK’nın 4/A maddesine göre kadrolu olarak istihdam edilmesine yönelik talebimiz ve haklı mücadelemiz görmezden gelinmiştir. Eş zamanlı Türkiye genelinde basın açıklamamızı ve Milletvekillerine mektup gönderme eylemimizi gerçekleştirdik.
BENZER HABERLER