Başkan Ballı: “Denizimizin kirlenmesine izin verilmemeli”

Bozyazı Belediye Başkanı Mehmet Ballı, Türkiye’nin en temiz denizine kurulması planlanan balık çiftliklerine karşı olduğunu belirterek, herkesi bu konuda duyarlı olmaya çağırdı.
Ballı, belediyede düzenlediği basın toplantısında, Atatürk’ün ‘Mersinliler Mersin’e sahip çıkınız’ sözünü daima hatırlayarak Bozyazılı hemşerilerime “Bozyazı sahip çıkınız” dediğini dile getirdi.
“MARMARİS’İ BİTİRDİLER, BURAYA GELDİLER”
Türkiye’nin en temiz denizine, tuzlu olmasa içilebilecek denize balık çiftlikleri kurulmak istendiğini ifade eden Ballı, şunları söyledi:
“Tonlarca balık yetişecek ve tonlarca pislik oluşacak. Bu atıklar giderek çoğalacak ve 20 yıl sonra artık sahilde yalın ayak dolaşamayacağız. Bu çiftlikleri kurmak isteyenler bazı mazeretler ileri sürübilirler. Tahrip edilmek için özellikle Akdeniz seçilmiştir. Halen İstanbul’a seçkin müşterilere bu bölgeden deniz balığı gönderiliyor. Türkiye’nin en lezzetli, en temiz balığı bu bölgede yetişiyor. Doymak bilmeyen belirli çevreler, bu en temiz denizde, en lezzetli balıkların yetiştiği yerde balık çiftlikleri kurmak istiyorlar. Şu anda deniz üstünde 1010 dönümlük alanda kurulacak. Aydıncık tarafı da var. Gelecek yıl bin daha, öbür sene 1000 daha derken arkası gelir. Başka bölgelerde gördük bunu. Buraya gelecek olanlar, Marmaris’i bitirdiler, şimdi başka yerleri bitirmek için harekete geçiyorlar. Bir taraftan kıyılarımız kirlenecek, bir taraftan doğal yetişen balıklar bu bölgeden uzaklaşacaklar. Denizimiz tamamen kirlenecek. Bundan dolayı balık çiftliklerine kesinlikle karşıyım.”
“GELDİKTEN SONRA GİTMELERİ ZOR”
Kaba güce başvurmadan, hukuki zeminde mücadele ederek bölge insanının varlığını göstermesi gerektiğini vurgulayan Ballı, şöyle devam etti:
“Gelmekte olan tehlike öyle sıradan bir tehlike değil. ‘Kötü birşey olursa kovarız onları’ diyenler var. Ama geldikten sonra gitmeleri zor. Bunu bilmeliyiz. Turizm cenneti Marmaris, Kuşadası taraflarında bile kaldırılması zor oldu. Bu yüzden herkesin duyarlı olmasını istiyorum. Hiç kimse menfaat gözlüğüyle bakmamalı. Birkaç kişiye orada çalışma sözü verilmesi hiçbir zaman bizlere cazip gelmemeli. Akdeniz’in kirlenmesine ve bu bölgede doğal yetişen balıkların uzaklaşmasına kesinlikle izin verilmemeli. Herkes bu konuda bilgisi olmayanlara edinebildiği bilgileri aktararak duyarlılık oluşturmalıdır.”
“ATOM SANTRALİNE YETERLİ TEPKİ GÖSTEREMEDİK”
Öz eleştiride de bulunan Ballı, çevreye zararlı girişmlere yeterince tepki gösterilemediğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Yaşadığımız bölgeye, ormanlarına, denizine nedense ilgisiz kalıyoruz. Bu toplantıya katılan duyarlı insanları tenzih ederek söylüyorum; Atom santraline toplum olarak ilgisiz kaldık. Bu bölgede üretilen tarım ürünleri ihraç edildiğinde santralin olduğu bölgede yetiştirildiği anlaşılınca geri çevrileceğini söyledim. Teknik olarak getirisi götürüsü başka. Ama Türkiye’yi besleyen Akdeniz bölgesine kurulması yanlış. Belirli odaklar sivil toplum örgütlerinin, çevrecilerin, bizlerin uyarılarını dinlemediler. Ama biz de toplum olarak tam bir tepki gösteremedik.”
“BU GÜNÜN NESLİ MİRASYEDİ OLMAMALI”
Herkesin gelecek nesile temiz bir çevre bırakma düşüncesiyle hareket etmesi gerektiğini belirten Ballı, sözlerini şöyle noktaladı:
“Deniyor ki ‘denizler kirlenmez, ormanlar bitmez’ ama denizler kirlenir, ormanları da bitiriyoruz. Okyanuslar kirlendi. İnsan eliyle dünyanın sonu geliyor. Bu konuda hiç olmazsa kendi yöremizi kurtarabildiğimiz kadar kurtarmalıyız. Anadolu dünyanın cenneti, Akdeniz ise cennetin cenneti. Yaşadığımız bu yöreye sahip çıkmak zorundayız. Atalarımızdan devraldığımız denizi aynı şekilde temiz olarak torunlarımıza devretmeliyiz. Yarınlarda torunlarımıza bu denizi onların da istifade edebileceği şekilde bırakmalıyız. Bu günün nesli mirasyedi olmamalı. Devraldığımız bu dünyayı, daha makul bir şekilde devredebilmeliyiz.”