HaberMatik V3.2

logo

8 Mart Dünya Kadınlar Günü…

8 Mart Dünya Kadınlar Günü…

Toplumsal bir yaşamın içerisinde kadın olarak var olmanın ne demek olduğunu elbette en iyi kadınlar anlar.

Nasıl anlamasınlar ki; kadın olmanın bütün acısını da bütün güzelliklerini de onlar yaşıyorlar. Tabi her kadın iyisiyle kötüsüyle yaşamıyor. Bazı kadınlar, eminim kadınların büyük bir çoğunluğu yaşamı tüm güçlükleriyle yüzleşmek zorunda kalarak devam ettiriyor.

Elbette bu durum günden güne değişiyor. Bu konuda hem erkekler, hem de kadınlar giderek bilinçleniyor.

Şöyle geçmişe bakıp, bizim toplumumuz içerisinde kadınların durumuna göz gezdirdiğimizde, bu müşterek hayatın tüm yükünü üzerinde taşımasına rağmen, bunun nimetlerinden faydalanamayan kadınlar görürüz.

Tarlada çalışan, evde çocuklarına bakıp onları büyüten, evin tüm sorumluluklarını üzerinde hisseden kadınlar, ezilmeye, hor görülmeye ve hatta şiddete maruz kalmışlardır hep.

Eğitim imkânlarından faydalanamayan, istihdam edilmeyen, edilse bile zor koşullarda az bir ücretle çalışan kadınlar görürüz…

Bunların tamamen geçmişte kaldığını düşünürsek yanılırız.

Günümüzde de durum bundan çok farklı değildir. Elbette eğitim imkânlarına kavuşan, iyi bir iş ve meslek sahibi olan kadınların sayısı günden güne artmakta ama evet yine yeterli değil.

Özellikle bizim toplumumuzda, gazetelerin üçüncü sayfalarında göz gezdirdiğimizde karşılaştığımız manzara vahimdir. Dövülen, cinayete kurban giden, tecavüz edilen onlarca, yüzlerce kadın gazetelerde yer alır.

Oysa kadınların gazetelerde başarı öyküleri içerisinde yer alması herkesin taşıdığı en büyük ümitlerden biridir. Az da olsa başarı öykülerine rastlamak mümkün. Ama bunların sayısı ne kadar çok olursa işte o zaman bir ilerlemeden söz edilebilir.

Kadınların toplum yaşamının her alanında söz sahibi olması gerekir. Eğitimde, ticarette, üretimde, siyasette, sanatta, edebiyatta… Aklınıza gelebilecek her alanda.

Ancak en önemlisi elbette ekonomik özgürlüklerde. Kadınlar eğer, ekonomik anlamda özgür olurlarsa, kendi ayakları üzerinde durabilirlerse her şey ama her şey inanın daha iyi olur.

Bu nedenle kadınların çalışması, çalışması ve daha çok çalışması elzemdir.

Bunun için de kadınlara imkânların yaratılması gerekir. Erkeklere bu konuda büyük iş düştüğü gibi, kadın dayanışmasının da ilerlemesi en önemli konuların başında gelmektedir.

Günümüzde kadınları her yerde görmek mümkün. Bu ümit verici bir gelişme. Özellikle Anamur gibi sosyal ve kültürel açıdan gelişme kaydeden bir yerleşim yerinde kadınların ve kadın emeğinin önemli katkısı vardır.

Anamur’da bugün her yerde en ön safta kadınları görmek artık alışık olduğumuz bir durum. Ancak bunun sayısının giderek artması lazım.

Siyasette, ekonomide, çarşıda, pazarda, tarlada… Anamur’da kadınlar her alana damgasını vurmaya hazır. Birçok konuda da erkeklerden önde olduklarını söylemek yerinde olur.

Bütün bu duygu ve düşüncelerimi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla sizlerle paylaştım. Ancak bu konuyu bir güne sığdırmak elbette ki yetersiz. Bunu da belirtmekte fayda var.

Son sözü bir şaire ve onun bir şiirinden mısralara bırakalım. Nazım Hikmet’in “Kadınlarımız” şiiri Kurtuluş Savaşı’nda fedakârca çalışan annelerimize, kardeşlerimize adanmıştır. Hem geçmişe hem de bugünümüze, her daim fedakârlıkla özdeşleşen kadınlarımızı bir kez daha anmak için sözü şaire bırakıyoruz…

Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve kara sabana koşulan ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız…

GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN………..

 

 

 

 

 

 

#

SENDE YORUM YAZ